top of page
Ara

E-Ticaret Ve Tüketici Hakları Hakkında Bilgi Bülteni

Yazarın fotoğrafı: ozhelvacihukukozhelvacihukuk

A.     Giriş

Teknolojinin hızla ilerlemesi ve internetin yaygınlaşmasıyla birlikte e-ticaret, geleneksel alışveriş yöntemlerine güçlü bir alternatif haline gelmiştir. Artık tüketiciler, fiziksel mağazalara gitmeden, geniş ürün yelpazesine birkaç tıklama ile ulaşabilmekte ve alışverişlerini zahmetsizce tamamlayabilmektedir. Üstelik online alışveriş, fiyat karşılaştırma imkânı, daha fazla seçenek sunması ve zaman tasarrufu sağlaması gibi avantajlarıyla da öne çıkmaktadır. Ancak bu kolaylıkların yanı sıra, dijital ortamda yapılan alışverişlerde tüketicilerin çeşitli risklerle karşı karşıya kalma olasılığı da oldukça yüksektir. Yanıltıcı reklamlar, eksik veya yanlış bilgilendirme, sipariş edilen ürünün belirtilen özellikleri taşımaması, geç teslimat veya hiç teslim edilmeme gibi sorunlar, online alışverişlerde sıkça yaşanan mağduriyetler arasında yer almaktadır.

İşbu bilgi bültende, e-ticaretin sunduğu fırsatlarla birlikte, tüketicilerin bilinçli hareket etmesi gereken noktalar detaylı olarak ele alınacaktır. Online alışverişte karşılaşılabilecek hukuki sorunlar, tüketicilerin haklarını nasıl koruyabileceklerini ve mevcut yasal düzenlemeler çerçevesinde güvenli bir alışveriş deneyimi sağlamanın yolları üzerinde durulacaktır. Türkiye’de ve uluslararası düzeyde yürürlüğe konulan tüketici koruma yasaları, satıcıların yükümlülükleri ve tüketicilerin sahip olduğu haklar hakkında bilgilendirerek hem alıcıların hem de satıcıların bilinçli hareket etmesine, güvenli bir dijital ticaret ortamı oluşturmak için tüketicilerin nelere dikkat etmesi gerektiği ve haklarını koruyabilmeleri konularına değinilecektir.


2. Tüketici Haklarının Dijital Ortamda Korunması

E-ticaretin yaygınlaşmasıyla birlikte, tüketicilerin alışveriş deneyimlerini güvenli hale getirmek amacıyla çeşitli ulusal ve uluslararası düzenlemeler yürürlüğe konulmuştur. Fiziksel mağazalarda yapılan alışverişlerden farklı olarak, dijital ortamda tüketiciler ürünü fiziksel olarak inceleyemediğinden, korunmaları için özel hukuki düzenlemelere ihtiyaç duyulmaktadır. Türkiye’de Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve ilgili yönetmelikler, internet üzerinden yapılan alışverişlerde tüketicilerin haklarını güvence altına almaktadır. Bu düzenlemeler, satıcıların uyması gereken kuralları belirleyerek tüketicilerin korunmasını sağlamayı amaçlamaktadır.

Uluslararası alanda da tüketici haklarının korunmasına yönelik çeşitli düzenlemeler mevcuttur. Özellikle Avrupa Birliği (“AB”), dijital tüketici haklarını belirleyen ve üye ülkeler tarafından uygulanması zorunlu olan Tüketici Hakları Direktifi gibi yönergeler geliştirmiştir. Bunun yanı sıra, Dünya Ticareti Örgütü (“WTO”) ve Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (“UNCTAD”) gibi uluslararası kuruluşlar, dijital ticarette tüketici haklarının korunmasına yönelik çalışmalar yürütmektedir. Tüm bu düzenlemeler, tüketicilerin güvenli bir dijital alışveriş deneyimi yaşamasını sağlamak, dolandırıcılık, eksik bilgilendirme ve ayıplı ürün satışlarını önlemek amacıyla oluşturulmuştur.

 

A. Mesafeli Satış Sözleşmeleri

Dijital ortamda gerçekleştirilen alışverişlerde, tüketici ve satıcı fiziksel olarak bir araya gelmeden işlem yapmaktadır. Bu nedenle, tüketicinin haklarını ve satıcının yükümlülüklerini belirleyen Mesafeli Satış Sözleşmeleri Yönetmeliği büyük önem taşımaktadır. Bu yönetmelik, tüketiciye sunulan bilgilerin eksiksiz ve doğru olmasını, satıcının belirlenen süreler içinde ürün teslimatını gerçekleştirmesini ve tüketicinin cayma hakkı gibi haklarının korunmasını sağlamaktadır. Mesafeli satış sözleşmeleri, e-ticaret platformlarında veya satıcıların kendi web sitelerinde yapılan satış işlemleri sırasında, tüketicinin bilgilendirilmesi ve sözleşme şartlarını kabul etmesiyle geçerlilik kazanır. Satıcılar, ürün veya hizmet hakkında açık ve anlaşılır bilgiler vermek, fiyatlandırmayı şeffaf bir şekilde göstermek ve siparişin teslim süresi, iade koşulları gibi önemli detayları tüketiciye önceden bildirmek zorundadır. Yönetmelik, tüketiciyi koruma amacı taşıdığından, satıcılar bu kurallara uymakla yükümlüdür ve aksi durumda tüketiciler hukuki yollara başvurabilir.


B. Cayma Hakkı ve İade Koşulları

E-ticaret işlemlerinde en önemli tüketici haklarından biri cayma hakkıdır. Türkiye’de Mesafeli Satış Sözleşmeleri Yönetmeliği kapsamında, tüketicilere 14 gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin satın aldıkları ürünü iade etme hakkı tanınmaktadır. Bu süre, ürünün tüketiciye teslim edilmesiyle başlar ve tüketiciler iade işlemini başlatmak için herhangi bir sebep göstermek zorunda değildir.

Cayma hakkı çerçevesinde, satıcı, ürünün iade edilmesi durumunda tüketicinin ödediği tüm bedeli ve varsa teslimat ücretini 14 gün içinde geri ödemekle yükümlüdür. Ancak, bu hakkın bazı istisnaları bulunmaktadır. Örneğin:

  • Hijyen ve sağlık açısından özel niteliği olan ürünler (kulaklık, iç giyim, kişisel bakım ürünleri gibi)

  • Özel siparişle üretilen veya kişiye özel uyarlanan ürünler (üzerine isim yazılmış takılar, özel ölçülerle hazırlanan mobilyalar vb.)

  • Hızlı bozulabilen veya son kullanma tarihi kısa olan ürünler

  • Dijital içerikler (film, müzik, yazılım gibi dijital olarak indirilen ürünler)

Bu tür ürünlerde tüketici cayma hakkını kullanamaz. Satıcıların, tüketicilere cayma hakkı kapsamında doğru bilgilendirme yapması zorunludur.


C. Ayıplı Mal ve Hizmetler

Tüketici hukuku açısından önemli konulardan biri de ayıplı mal ve hizmetlerdir. Bir ürünün ayıplı kabul edilmesi için, tüketiciye satıldığı haliyle belirlenen özellikleri taşımaması, fonksiyonel olarak bozuk olması veya reklamında vaat edilen performansı göstermemesi gerekmektedir. Bu durum hem fiziki hem de dijital ürünler için geçerlidir.

 

Ayıplı mal veya hizmetle karşılaşan tüketiciler, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında 4 temel haktan birini talep etme hakkına sahiptir:

  1. Ürünün ücretsiz onarımı

  2. Ayıplı ürünün aynı türde sağlam bir ürünle değiştirilmesi

  3. Satış bedelinin iadesi

  4. Ayıplı ürünün bedelinden indirim yapılması


Tüketicinin, açık ayıplı mal veya hizmetle ilgili şikâyetini otuz günlük süre içerisinde ihbar etmesi gerekir. Gizli ayıplar yönünden ise yasada açık hüküm olmadığından aynı yasanın 30. maddesi gereğince genel hükümlere müracaat edilerek Türk Borçlar Kanunu’nun 223/2. maddesi gereğince bu ayıbın hemen bildirimi zorunludur. Bu süre her hâlükârda malın tüketiciye teslimiyle birlikte 2 yıllık zamanaşımına tabidir. Eğer satıcı bu talepleri karşılamazsa, tüketici Tüketici Hakem Heyeti’ne veya Tüketici Mahkemesi’ne başvurarak hakkını arayabilir.

Türkiye’de Tüketici Hakem Heyetleri, belirli bir parasal tutarın altındaki uyuşmazlıklarda tüketicilere hızlı ve kolay bir şekilde çözüm sunmaktadır. 1 Ocak 2025 tarihi itibarıyla, Tüketici Hakem Heyetlerine yapılacak başvurular için parasal sınır 149.000-TL olarak belirlenmiştir.  Buna göre, değeri 149.000 TL'nin altında olan tüketici uyuşmazlıklarında İl veya İlçe Tüketici Hakem Heyetleri görevli olacaktır. Bu sınırın üzerindeki uyuşmazlıklar için ise doğrudan Tüketici Mahkemelerine başvurulması gerekecektir. Ayıplı mal ve hizmetlerle ilgili olarak tüketicilerin dikkat etmesi gereken en önemli noktalardan biri, satın alma işlemi sırasında fatura veya satış belgesi gibi resmi dokümanları saklamalarıdır. Bu belgeler, olası bir hukuki süreçte tüketicinin haklarını savunmasını kolaylaştıracaktır.


3. Dijital Ödeme Sistemleri ve Güvenlik

E-ticaretin yaygınlaşmasıyla birlikte, çevrim içi alışverişlerde kullanılan ödeme sistemlerinin güvenliği önemli bir konu haline gelmiştir. Tüketiciler, dijital ortamda kredi kartı, banka kartı, sanal kart ve dijital cüzdan gibi çeşitli ödeme yöntemlerini kullanarak alışveriş yapmaktadır. Ancak, bu ödeme yöntemleri siber suçluların hedefi haline gelebilir ve tüketiciler dolandırıcılık veya veri hırsızlığı gibi risklerle karşı karşıya kalabilir. Özellikle kart bilgilerinin çalınması, sahte siteler üzerinden yapılan alışverişler ve kötü niyetli yazılımlar gibi tehditler, dijital ödeme sistemlerinin güvenli kullanımını zorunlu hale getirmiştir. Bu nedenle, tüketicilerin güvenli ödeme yapabilmesi için çeşitli teknolojik çözümler geliştirilmiş ve yasal düzenlemeler uygulanmaya başlamıştır.

Dijital ödemelerde güvenliği artırmak için kullanılan en yaygın sistemlerden biri 3D Secure doğrulama teknolojisidir. 3D Secure, kredi veya banka kartıyla yapılan çevrim içi alışverişlerde ek bir güvenlik katmanı oluşturarak kart sahibinin kimlik doğrulamasını sağlar. Bu sistem sayesinde, ödeme işlemi sırasında tüketicinin kayıtlı telefonuna tek kullanımlık bir doğrulama kodu gönderilir ve bu kod girilmeden ödeme tamamlanamaz. Böylece, kart bilgilerinin ele geçirilmesi durumunda dahi, dolandırıcıların kartı izinsiz kullanması önlenmiş olur. 3D Secure, Türkiye’deki bankalar tarafından desteklenen ve Visa, Mastercard ve diğer ödeme sistemleri tarafından kullanılan bir güvenlik önlemidir. Ancak, bu sistemin yanı sıra tüketicilerin de çeşitli bireysel güvenlik önlemlerini alması büyük önem taşımaktadır.

 

Siber dolandırıcılığı önlemek için tüketicilerin dikkat etmesi gereken bazı temel kurallar bulunmaktadır. Öncelikle, yalnızca güvenilir ve bilinen e-ticaret sitelerinden alışveriş yapılmalı ve sahte veya düşük güvenlikli platformlardan uzak durulmalıdır. Güvenli bir site olup olmadığı, adres çubuğunda “https://” ifadesinin bulunması ve SSL sertifikasının aktif olmasıyla kontrol edilebilir. Ayrıca, tüketiciler mümkünse kredi kartı yerine sanal kart kullanmalı ve her alışveriş için farklı bir sanal kart limiti belirlemelidir. Bunun yanı sıra, e-posta veya SMS yoluyla gönderilen şüpheli indirim kampanyalarına karşı dikkatli olunmalı ve dolandırıcılık amacıyla oluşturulmuş sahte sitelere yönlendiren bağlantılara tıklanmamalıdır. Şüpheli bir durumla karşılaşıldığında, banka ile iletişime geçerek kartın kullanımı geçici olarak durdurulabilir ve güvenlik ihlali raporlanabilir.

Dolandırıcılık mağduru olan tüketicilerin hızla harekete geçmesi gerekmektedir. Kredi kartı veya banka kartı bilgileri kullanılarak izinsiz işlem yapıldığını fark eden tüketiciler, derhal bankalarına başvurarak harcamalara itiraz etmelidir. Bankalar, bu itirazları değerlendirerek yetkisiz işlemler hakkında gerekli incelemeleri yapar ve mağduriyetin giderilmesi için iade sürecini başlatabilir. Bununla birlikte, tüketiciler Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (“BTK”) ve CİMER (“Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi”) gibi resmi mercilere şikâyetlerini iletebilir. Ayrıca, Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı da dijital dolandırıcılık vakalarını inceleyerek suçluların tespit edilmesi ve cezalandırılması için gerekli işlemleri yürütmektedir. Tüketicilerin bilinçli hareket etmesi, güçlü şifreler kullanması ve kart bilgilerini koruma altına alması, güvenli bir dijital alışveriş deneyimi yaşanmasını sağlayacaktır.


4. E-Ticarette Tüketici Şikayet Mekanizmaları

E-ticaretin hızla büyümesiyle birlikte, tüketiciler çevrim içi alışverişlerde çeşitli mağduriyetler yaşayabilmektedir. Yanıltıcı reklamlar, eksik veya hatalı bilgilendirme, sipariş edilen ürünün eksik ya da ayıplı gelmesi, zamanında teslim edilmemesi veya hiç teslim edilmemesi gibi durumlar tüketici şikayetlerinin en yaygın sebepleri arasında yer almaktadır. Tüketici haklarının korunması amacıyla Türkiye’de çeşitli hukuki mekanizmalar oluşturulmuş olup, mağdur olan tüketiciler bu yolları kullanarak haklarını arayabilirler. Tüketicilerin yaşadıkları sorunları çözebilmek için öncelikle satıcı ile doğrudan iletişime geçmeleri önerilmektedir. Birçok durumda, satıcı veya hizmet sağlayıcı ile görüşerek sorunun hızlı bir şekilde çözüme kavuşturulması mümkündür.

Eğer satıcı ile iletişime geçilmesine rağmen sorun çözülemiyorsa, Tüketici Hakem Heyetleri’ne başvuruda bulunmak bir sonraki adım olabilir. 2025 yılı itibarıyla, 149.000 TL’ye kadar olan uyuşmazlıklar için Tüketici Hakem Heyetleri görevli ve yetkilidir. Tüketiciler, e-Devlet sistemi üzerinden veya il/ilçe tüketici hakem heyetlerine doğrudan başvurarak şikâyetlerini iletebilirler. Hakem heyetleri, şikâyeti inceleyerek bir karar verir ve bu karar bağlayıcı nitelik taşır. Kararın uygulanmaması durumunda ise icra takibi başlatılabilir. Hakem heyetleri, genellikle daha hızlı ve düşük maliyetli bir çözüm sunduğundan, tüketici uyuşmazlıklarında ilk başvurulması gereken resmi merci olarak öne çıkmaktadır.

 

Tüketici Hakem Heyetleri’nin yetki sınırını aşan uyuşmazlıklar için ise Tüketici Mahkemeleri’ne dava açılması gerekmektedir. Eğer şikâyet edilen konu 149.000 TL’nin üzerinde bir maddi değere sahipse, doğrudan Tüketici Mahkemesi’ne başvurulmalıdır. Tüketici Mahkemeleri, tüketicilerin mağduriyetlerinin giderilmesine yönelik hukuki süreçleri yürütmektedir. Tüketici Mahkemeleri’nin verdiği kararlar bağlayıcıdır ve uygulanmaması durumunda icra takibi yoluna gidilebilir.

Bunların yanı sıra, tüketiciler doğrudan Ticaret Bakanlığı’na bağlı Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na şikâyette bulunabilirler. Ticaret Bakanlığı, e-ticaret platformlarında yaşanan genel tüketici mağduriyetlerini inceleyerek, satıcılara yaptırım uygulayabilir ve sektörde düzenlemeler yapabilir. Bunun için e-Devlet üzerinden veya doğrudan bakanlık kanalları aracılığıyla şikâyet oluşturulabilir. Ayrıca, tüketicilerin mağduriyet yaşamamak için satın alma işlemi yapmadan önce satıcı hakkında yapılan yorumları ve değerlendirmeleri incelemesi önerilmektedir. Güvenilir satıcılardan alışveriş yapmak, olası sorunların önüne geçmek açısından önemlidir. E-ticarette bilinçli tüketici olmak, hem bireysel mağduriyetleri önlemeye yardımcı olur hem de sektörde güvenilir ticaret ortamının oluşmasına katkı sağlar.


5. Sonuç

E-ticaretin yaygınlaşması, tüketicilere büyük kolaylıklar sağlarken, aynı zamanda çeşitli riskleri de beraberinde getirmektedir. Güvenli ve bilinçli alışveriş yapabilmek için tüketicilerin yasal haklarını bilmeleri, mesafeli satış sözleşmeleri, cayma hakkı ve ayıplı mal gibi konularda bilinçli hareket etmeleri gerekmektedir. Ayrıca, güvenilir satıcıları tercih etmek, ödeme yaparken ekstra güvenlik önlemleri almak ve dolandırıcılık girişimlerine karşı dikkatli olmak dijital alışveriş deneyimini daha güvenli hale getirecektir. Yasal düzenlemeler, tüketicilerin korunmasını sağlamak amacıyla sürekli güncellenmekte olup hem alıcıların hem de satıcıların bu değişiklikleri takip etmeleri büyük önem taşımaktadır.

Diğer yandan, e-ticaretin sağlıklı bir şekilde büyüyebilmesi için satıcıların da tüketici haklarına uygun şekilde hareket etmesi gerekmektedir. Açık ve doğru bilgilendirme yapmak, satış sonrası destek sağlamak ve tüketici şikâyetlerini dikkate alarak çözüm üretmek, güvenilir bir ticaret ortamı oluşturmanın temel unsurlarıdır. Tüketiciler, karşılaştıkları sorunları ilgili mercilere bildirmeli ve haklarını etkin şekilde aramalıdır. Dijital ticaret ekosisteminde hem tüketicilerin hem de satıcıların sorumluluklarını yerine getirmesi, daha güvenli ve sürdürülebilir bir e-ticaret ortamının oluşmasına katkı sağlayacaktır.

 

Saygılarımızla,

Özhelvacı & Partners

8 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page