top of page
Ara

Telif Hakkı ve Lisanslama Hakkında Bilgi Bülteni

Yazarın fotoğrafı: ozhelvacihukukozhelvacihukuk

A.     Giriş

Telif hakları ve lisanslama, yaratıcı eserlerin korunmasını ve kullanıma sunulmasını düzenleyen temel hukuki kavramlardır. Telif hakları, eser sahiplerine çalışmalarını koruma ve kullanım haklarını belirleme yetkisi tanırken, lisanslama ise bu eserlerin üçüncü kişiler tarafından nasıl kullanılabileceğini düzenlemektedir. Günümüzde dijital içeriklerin hızla artması, telif hakları ve lisanslama konularını daha da önemli hale getirmiştir. Çevrimiçi platformlar aracılığıyla üretilen ve paylaşılan içerikler, izinsiz kullanımlara ve fikri mülkiyet ihlallerine açık hale gelmektedir. Bu nedenle, dijital içerik sahiplerinin haklarını nasıl koruyabileceğini ve bu içeriklerin hangi lisans türleriyle paylaşılabileceğini de işbu bilgi bültenimizde ayrıntılı olarak açıklayacağız.


B.      Telif Hakları

Telif hakkı, bir eserin yaratıcısına o eseri kullanma, yayma ve çoğaltma hakkı tanıyan bir fikri mülkiyet hakkıdır. Bu hak, eser sahibine belirli ayrıcalıklar sağlayarak eserinin izinsiz kullanımını engellemeye yardımcı olmaktadır. Telif hakkı, bir eserin yaratılmasıyla birlikte yürürlüğe girer ve herhangi bir ek tescil gerektirmeden yasal koruma altına alınmaktadır. Bu, herhangi bir resmi tescil işlemi olmadan, eser sahibinin yasal koruma elde ettiği anlamına gelmektedir. Ancak, bazı ülkelerde eserlerin resmi olarak bir telif hakkı ofisine kaydedilmesi önerilmektedir. Bunun nedeni, tescilin hukuki süreçlerde eser sahipliğini kanıtlamak açısından ek bir güvence sağlamasıdır. Örneğin, bir telif hakkı ihlali davasında, eserin kayıtlı olması, sahibinin eseri belirli bir tarihte oluşturduğunu ve hak sahibi olduğunu ispatlamasını kolaylaştırabilir. Bu nedenle, özellikle dijital çağda, eser sahiplerinin haklarını daha güçlü bir şekilde koruyabilmeleri için tescil işlemini değerlendirmeleri faydalı olabilmektedir.

Genellikle birçok farklı türde eser telif hakkı kapsamında değerlendirilmektedir. Bunlar arasında müzik eserleri, filmler, yazılı içerikler (kitaplar, makaleler ve blog yazıları), yazılım ve mobil uygulamalar, görseller, fotoğraflar ve grafik tasarımlar yer almaktadır. Bu eserlerin korunması, eser sahiplerinin maddi ve manevi haklarını güvence altına alarak yaratıcı sektörlerin sürdürülebilirliğini sağlamaktadır.

Telif hakkı, eser sahibine bazı münhasır haklar tanır. Bunlar; eseri kopyalama ve çoğaltma, eseri dağıtma, kamuya sergileme veya sunma ve eserden türev eserler oluşturma haklarıdır. Örneğin, bir kitabın filme uyarlanması veya bir müzik eserinin yeni bir düzenlemeyle yeniden seslendirilmesi, türev eser kapsamında değerlendirilmektedir. Telif hakları genellikle eser sahibinin yaşamı boyunca devam eder ve ölümünden sonra 50 ila 70 yıl arasında değişen bir süre boyunca korunmaya devam eder. Bu süre, her ülkenin fikri mülkiyet yasalarına göre farklılık gösterebilmektedir.

 

C.      Telif Hakkının Alınma Süreci ve Aşamaları

Telif hakkı, bir fikri mülkiyet türü olup, eser sahibine belirli haklar tanır ve onu yetkisiz kullanım, çoğaltma ve dağıtıma karşı korumaktadır. Genel olarak, bir eser yaratıldığı anda telif hakkı otomatik olarak doğar; yani herhangi bir başvuru yapılmasına gerek olmadan eser sahibi yasal haklarını kazanmaktadır. Ancak, özellikle hukuki süreçlerde hak sahipliğini ispatlamak ve uluslararası geçerliliği sağlamak için resmi kayda alınması önerilmektedir. Resmi telif hakkı kaydı, ilgili ülkedeki yetkili telif hakkı ofisine başvuru yapılarak gerçekleştirilir. Türkiye’de bu süreç Telif Hakları Genel Müdürlüğü (T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı) tarafından yönetilirken, ABD’de U.S. Copyright Office ve Avrupa’da farklı ulusal kurumlar tarafından yürütülür. Başvurunun geçerli olabilmesi için eser sahibinin kimlik bilgileri, eserin detayları (adı, türü, yaratım tarihi vb.), eser kopyası ve belirlenen kayıt ücreti ile birlikte sunulması gerekmektedir.

Başvuru tamamlandıktan sonra, ilgili otorite tarafından eserin incelenme süreci başlar. Bu aşamada, eserin gerçekten özgün olup olmadığı değerlendirilir. Eğer başvuruda eksiklik veya hak sahipliği ile ilgili bir uyuşmazlık varsa, başvuru sahibine düzeltme için ek süre verilir. İnceleme tamamlandıktan ve onay verildikten sonra, eser sahibine resmi bir telif hakkı sertifikası verilir. Bu belge, eserin kayıt tarihini, sahibini ve koruma kapsamını göstererek, olası ihlaller karşısında hukuki süreçlerde önemli bir delil niteliği taşır. Telif hakkı koruması genellikle eser sahibinin yaşam süresi boyunca devam eder ve ölümünden sonra 70 yıl süreyle mirasçılar tarafından kullanılabilir. Bu sürenin sonunda, eser kamu malı (public domain) haline gelir ve herkes tarafından serbestçe kullanılabilir. Ancak, bazı durumlarda hak sahipleri lisanslama, ticari markalaşma veya yeni versiyonlar üretme yoluyla eserlerinin kullanım süresini dolaylı olarak uzatabilirler.


D.     Lisans Anlaşmaları ve Türleri

Lisans anlaşmaları, eser sahiplerinin telif haklarını belirli koşullar altında üçüncü taraflara devretmesini veya kullanımına izin vermesini sağlayan yasal sözleşmelerdir. Bir eserin nasıl ve kimler tarafından kullanılabileceğini belirleyen bu anlaşmalar hem içerik üreticilerini hem de kullanıcıları hukuki olarak güvence altına almaktadır. Lisanslar, içeriğin ticari veya ticari olmayan amaçlarla kullanılıp kullanılamayacağını, değiştirilebilir olup olmadığını ve üçüncü şahıslara devredilip devredilemeyeceğini belirleyen hükümler içerir. Lisans türleri genel olarak açık kaynak ve özel lisanslar olarak iki ana kategoriye ayrılır.


D.1. Açık Kaynak ve Creative Commons Lisansları

Açık kaynak lisansları, bir eserin veya yazılımın serbestçe kullanılmasına, değiştirilmesine ve dağıtılmasına izin veren lisans türleridir. Bu lisanslar, özellikle yazılım geliştirme alanında yaygın olarak kullanılmakla birlikte, çeşitli dijital içerik türlerine de uygulanabilmektedir. En popüler açık kaynak lisansları arasında MIT LisansıGNU GPL (General Public License) ve Creative Commons (CC) Lisansları bulunur.

 

  • MIT Lisansı, kullanıcıya geniş bir kullanım hakkı tanırken, telif hakkı bildiriminin korunmasını zorunlu kılar. Bu sayede, lisans altında dağıtılan bir yazılım veya içerik üzerinde değişiklik yapılabilir ve ticari olarak kullanılabilir, ancak orijinal telif hakkı sahibinin adı belirtilmelidir.

  • GNU GPL Lisansı, bir yazılımın veya içeriğin serbestçe kullanılmasını sağlamakla birlikte, türev çalışmaların da aynı lisans kapsamında paylaşılmasını zorunlu kılmaktadır. Bu, özgür yazılım hareketini destekleyen önemli bir lisans türüdür.

  • Creative Commons (CC) Lisansları, özellikle dijital içerik üreticileri tarafından sıkça kullanılan bir lisans sistemidir. Bu lisanslar, içerik sahiplerine eserlerini nasıl paylaşmak istediklerine dair çeşitli seçenekler sunmaktadır. Örneğin, bazı CC lisansları ticari kullanım izni verirken, bazıları yalnızca kişisel veya eğitim amaçlı kullanım için geçerlidir. Ayrıca, türev eserlerin oluşturulmasını tamamen serbest bırakabilir veya belirli kısıtlamalar getirebilir.


D.2. Özel Lisanslar

Özel lisanslar, belirli bir içeriğin kullanımı için bireysel veya kurumsal anlaşmalara dayanır. Bu tür lisanslar genellikle içerik sahibinin veya yaratıcısının haklarını korurken, içeriğin kullanımını belirli sınırlarla düzenlemektedir. Özel lisans türleri arasında ticari lisanslar, kiralama lisansları ve münhasır ve münhasır olmayan lisanslar yer alır.

  • Ticari Lisanslar, içeriğin yalnızca belirli bir müşteri veya organizasyon tarafından kullanılmasını sağlamaktadır. Örneğin, bir fotoğrafçının çektiği görsellerin yalnızca belirli bir firma tarafından reklam kampanyasında kullanılmasına izin veren bir anlaşma, ticari lisans kapsamında değerlendirilir.

  • Kiralama Lisansları, içeriğin belirli bir süre boyunca kullanım hakkını vermektedir. Özellikle müzik, film ve yazılım sektörlerinde bu tür lisanslara sıkça rastlanır. Örneğin, bir film veya müzik eserinin belirli bir süre için bir dijital platformda yayınlanması kiralama lisansı kapsamında olabilir.


D.3. Münhasır ve Münhasır Olmayan Lisanslar

Münhasır lisans, belirli bir fikri mülkiyet hakkının tek ve ayrıcalıklı olarak bir kişiye veya kuruma devredildiği bir lisans türüdür. Bu lisans kapsamında, lisans alan kişi veya şirket, belirlenen bölge ya da sektörde söz konusu hakkı yalnızca kendisi kullanabilir; hatta çoğu durumda, lisans veren bile aynı hakkı kullanamaz. Bu nedenle, münhasır lisans genellikle yüksek yatırım gerektiren ve rekabet avantajı sağlamak isteyen firmalar için tercih edilir. Örneğin, bir ilaç şirketi belirli bir bölgede yeni bir ilacı piyasaya sürmek için münhasır lisans alarak başka hiçbir firmanın aynı ürünü satamamasını garanti edebilir.

Münhasır olmayan lisans, lisans verenin aynı hakkı birden fazla kişi veya kuruluşa tanıyabildiği, dolayısıyla herhangi bir sınırlama olmaksızın fikri mülkiyetin yaygın şekilde kullanılmasına izin veren bir modeldir. Bu lisans türünde, lisans veren, kendi hakkını kullanmaya devam edebilir ve dilediği kadar başka lisans alıcılarıyla da anlaşma yapabilir. Örneğin, bir yazılım şirketi, geliştirdiği bir programı birçok farklı kullanıcıya lisanslayarak gelir elde edebilir.

 

Münhasır olmayan lisanslar, genellikle daha düşük maliyetli olup lisans alan için daha esnek kullanım imkânı sunarken, rekabet avantajı sağlamada münhasır lisanslara kıyasla daha sınırlı bir etkiye sahiptir.


E.      Dijital İçeriklerde Telif Hakları ve Lisanslama

Dijital çağın hızla gelişmesiyle birlikte, içerik üretimi ve paylaşımı daha da yaygın hale gelmiştir. Blog yazıları, fotoğraflar, grafik tasarımlar, videolar, müzik eserleri ve yazılımlar gibi dijital ortamda üretilen eserler, telif hakları kapsamında korunmaktadır. Ancak, dijital içeriklerin kolayca kopyalanabilir ve paylaşılabilir olması, izinsiz kullanımları ve fikri mülkiyet ihlallerini de beraberinde getirmektedir. Bu durum, içerik üreticilerinin haklarını koruyabilmesi için hukuki mekanizmalara başvurmasını ve lisanslama süreçlerini doğru bir şekilde yönetmesini zorunlu hale getirmiştir.

Telif hakları kapsamında dijital içeriklerin korunması için, eserlerin orijinal olması ve yaratıcı bir fikri emeğin ürünü olarak üretilmiş olması gerekmektedir. Bir içeriğin telif hakkı, eser yaratıldığı anda otomatik olarak yürürlüğe girse de lisanslama sayesinde bu içeriklerin nasıl kullanılabileceği açıkça belirlenebilmektedir. Lisanslar, dijital içeriklerin kullanımını düzenleyerek, içerik sahiplerine eserleri üzerinde kontrol sağlama imkânı tanımaktadır. Açık kaynak lisansları, Creative Commons (CC) lisansları ve özel lisanslar, dijital içeriklerin paylaşımı ve korunması için yaygın olarak kullanılan lisans türleridir.

Dijital içerik üreticileri için Creative Commons (CC) lisansları, eserlerini paylaşırken farklı kullanım hakları belirleme imkânı sunmaktadır. Örneğin, CC BY lisansı, içeriğin herhangi bir kısıtlama olmadan kullanılmasına izin verirken, CC BY-NC lisansı yalnızca ticari olmayan kullanımlara izin vermektedir. CC BY-SA lisansı ise, içeriğin türev eserler oluşturularak paylaşılmasına ancak aynı lisans şartlarının korunmasına olanak tanımaktadır. Bunun yanında, yazılım geliştiricileri için MIT Lisansı, GNU GPL gibi açık kaynak lisansları, yazılımın serbestçe kullanılması, değiştirilmesi ve dağıtılması için esneklik sunmaktadır.

Özel lisanslar ise, dijital içeriklerin belirli kişi veya kuruluşlar tarafından kullanımını sınırlandırarak daha kontrollü bir dağıtım süreci sağlamaktadır. Ticari lisanslar, içeriğin yalnızca belirli müşterilere veya organizasyonlara sunulmasını sağlarken, kiralama lisansları, belirli bir süre boyunca kullanım hakkı vermektedir. Münhasır ve münhasır olmayan lisanslar, bir içeriğin tek bir kişi veya kuruluş tarafından mı yoksa birden fazla kişi veya kuruluş tarafından mı kullanılabileceğini belirlemektedir. Özellikle dijital pazarlama, e-kitap yayıncılığı, çevrimiçi eğitim ve müzik endüstrisi gibi alanlarda, özel lisanslar içerik sahiplerinin haklarını korumak için sıkça kullanılmaktadır.

Dijital içeriklerin doğru bir şekilde lisanslanması, hem içerik üreticilerinin haklarını güvence altına almasını hem de kullanıcıların yasal çerçevede içeriklerden faydalanmasını sağlar. Bu nedenle, içerik sahipleri eserlerini paylaşmadan önce uygun lisans türünü dikkatlice seçmeli ve hukuki süreçleri doğru yönetmelidir.

 

F.      Dijital İçeriklerin Korunması ve Hukuki Önlemler

Dijital çağda içerik üretimi hızla artarken, telif haklarını ihlal eden birçok risk de ortaya çıkmaktadır. Korsan içerik dağıtımı, izinsiz kullanım, sahte lisanslandırma ve fikri mülkiyet hırsızlığı, dijital içerik üreticileri için ciddi tehditler oluşturmaktadır. Özellikle internetin yaygınlaşmasıyla birlikte, dijital eserlerin izinsiz olarak kopyalanması ve yeniden dağıtılması kolaylaşmış, bu da içerik sahiplerinin haklarını korumak için çeşitli teknik ve hukuki önlemler almalarını zorunlu hale getirmiştir. Dijital içeriklerin korunması için hem teknik çözümler hem de yasal düzenlemeler önemli rol oynamaktadır.


F.1. Dijital Hak Yönetimi (DRM)

Dijital Hak Yönetimi (“Digital Rights Management - DRM”), dijital içeriklerin yetkisiz kullanımını ve izinsiz dağıtımını önlemek için geliştirilen teknik bir çözümdür. DRM sistemleri, kullanıcıların içeriği yalnızca belirlenen şartlar altında kullanmasına izin vererek, eser sahiplerinin haklarını koruma altına almaktadır. Örneğin, çevrimiçi müzik ve video akış platformları, içeriklerin yetkisiz kopyalanmasını engellemek için DRM teknolojisini kullanmaktadır. Bu sistemler, kullanıcıların içeriği yalnızca belirli cihazlarda oynatmasına veya sadece abonelik süresi boyunca erişebilmesine olanak tanır.

DRM teknolojisi ayrıca e-kitaplar, yazılımlar ve oyunlar gibi dijital ürünlerin korunmasında da yaygın olarak kullanılmaktadır. Örneğin, e-kitap platformları DRM aracılığıyla kullanıcıların satın aldıkları kitapları yalnızca belirli cihazlarda okumalarına izin verir ve içeriğin yetkisiz paylaşımını sınırlamaktadır. Ancak, DRM sistemleri zaman zaman eleştirilerin odağı haline gelmiştir. Kullanıcıların içerik üzerinde sınırlı kontrol sahibi olması ve bazı DRM çözümlerinin aşılması, bu sistemin etkinliğini azaltabilmektedir. Buna rağmen, DRM hâlâ dijital içerik sahipleri için önemli bir koruma aracı olarak kullanılmaktadır.


F.2. DMCA (Dijital Milenyum Telif Hakkı Yasası) ve İhlal Bildirimleri

Telif hakkı ihlallerini önlemek amacıyla çeşitli hukuki düzenlemeler geliştirilmiştir. Bunlardan en önemlilerinden biri, ABD'de yürürlükte olan Dijital Milenyum Telif Hakkı Yasası (Digital Millennium Copyright Act - DMCA)’dır. DMCA, dijital içerik sahiplerine eserlerini koruma konusunda hukuki destek sunarak, internet üzerindeki telif hakkı ihlallerine karşı yasal işlem yapma imkânı tanınmaktadır. Özellikle, içerik sahipleri izinsiz kullanılan eserlerini kaldırmak için DMCA kaldırma talepleri (“DMCA Takedown Notice”) gönderebilirler.

DMCA kapsamında, içerik sahipleri telif hakkı ihlalinde bulunan web sitelerine veya içerik barındıran platformlara ihlal bildiriminde bulunarak, izinsiz olarak yayınlanan eserlerin kaldırılmasını talep edebilir. Ancak, DMCA sistemi kötüye kullanım riskleri de taşımaktadır. Bazı kişiler ve kuruluşlar, gerçekte telif hakkı ihlali olmayan içeriklere karşı yanlış DMCA bildirimleri yaparak içeriklerin kaldırılmasını sağlayabilmektedir. Buna karşılık, haksız yere kaldırılan içerik sahipleri de karşı bildirim (“Counter-Notice”) sürecini kullanarak içeriklerini geri yükletebilirler.

 

F.3. Blockchain ve NFT’ler ile İçerik Koruma

Son yıllarda, blockchain teknolojisi ve NFT’ler (“Non-Fungible Tokens, Benzersiz Dijital Varlıklar”), dijital içeriklerin korunması için yeni bir çığır açmıştır. Blockchain, merkeziyetsiz ve değiştirilemez bir veri tabanı olarak çalışarak, içeriklerin orijinalliğini ve sahipliğini güvence altına almaktadır. Geleneksel telif hakkı koruma yöntemleri, eserlerin kime ait olduğunu kanıtlamada zaman zaman yetersiz kalabilirken, blockchain teknolojisi sayesinde bir içerik oluşturulduğunda, eser sahibinin kimliği dijital olarak doğrulanabilir ve herhangi bir değişiklik kaydedilebilir.

NFT’ler, dijital eserlerin sahipliğini blockchain üzerinde kayıt altına alarak, sahtecilik ve izinsiz kullanımın önüne geçmeyi amaçlamaktadır. Özellikle sanatçılar, müzisyenler ve içerik üreticileri, eserlerini NFT olarak yayınlayarak hem haklarını koruyabilir hem de içeriklerinden gelir elde edebilirler. Örneğin, bir dijital sanat eseri NFT olarak satıldığında, her yeniden satıldığında orijinal sanatçıya otomatik olarak telif ödemesi yapılmasını sağlayan akıllı sözleşmeler kullanılabilmektedir. Bu, dijital içeriklerin daha güvenli ve şeffaf bir şekilde korunmasını sağlamaktadır.

Blockchain ve NFT teknolojilerinin yaygınlaşması, içerik üreticilerine eserlerini dijital ortamda güvenli bir şekilde saklama ve ticarileştirme fırsatı sunmaktadır. Ancak, bu teknolojilerin yeni olması nedeniyle, yasal düzenlemelerin henüz tam olarak oturmamış olması bazı belirsizlikler yaratmaktadır. Buna rağmen, blockchain tabanlı telif hakkı koruma çözümleri, dijital içeriklerin korunmasında gelecekte önemli bir rol oynamaya devam edecektir.


G.     Telif Hakkı ve Lisanslama İhlalleriyle İlgili Hukuki Süreçler

Türkiye’de telif hakkı ihlalleriyle ilgili hukuki süreçler, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (“FSEK”) kapsamında düzenlenmiştir. Bir telif hakkı ihlali tespit edildiğinde, eser sahibi öncelikle ihtarname göndererek ihlali gerçekleştiren kişiden veya kurumdan ilgili içeriğin kullanımını durdurmasını talep edebilmektedir. Eğer ihtarnameye rağmen ihlal devam ederse, içerik sahibinin sulh ceza mahkemeleri veya fikri ve sınai haklar hukuk mahkemeleri nezdinde dava açma hakkı bulunmaktadır. Telif hakkı ihlaline ilişkin davalarda, mahkeme, eser sahibinin zararını tazmin edebilir, izinsiz kullanılan içeriğin kaldırılmasına ve ihlal eden kişinin eser sahibine uygun bir lisans bedeli ödemesine hükmedebilir. Ayrıca, ihlalin büyüklüğüne ve kasıt unsuruna bağlı olarak, eser sahibinin manevi zararlarının karşılanmasına da karar verilebilmektedir.

Türkiye’de telif hakkı ihlallerine ilişkin zamanaşımı süreleri FSEK ve Türk Borçlar Kanunu (“TBK”) çerçevesinde belirlenmiştir. Genel olarak, telif hakkı ihlali nedeniyle açılacak tazminat davaları için 2 yıl içinde dava açılması gerekmektedir. Ancak, ihlalin öğrenilmesinden itibaren 10 yıl içinde dava açılabilir. Bununla birlikte, ceza gerektiren telif hakkı ihlalleri için Türk Ceza Kanunu (“TCK”) ve FSEK kapsamında belirlenen zamanaşımı süreleri devreye girebilir. Türkiye’deki dijital platformlarda veya fiziksel ortamda gerçekleşen telif hakkı ihlalleriyle mücadele için Eser Sahipleri Meslek Birlikleri ve Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) gibi kuruluşlar da hak sahiplerine hukuki destek sağlamaktadır.

 

H.     Sonuç

Telif hakkı ve lisanslama, yaratıcı eserlerin korunması, kullanımı ve dağıtımı açısından büyük önem taşıyan hukuki mekanizmalardır. Türkiye’de Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında düzenlenen bu haklar, eser sahiplerine içeriklerini koruma ve lisanslama yoluyla üçüncü kişilerle paylaşma imkânı sunar. Ancak, dijital çağın getirdiği hızlı içerik akışı, izinsiz kullanım, korsan içerik dağıtımı ve lisans ihlallerini de beraberinde getirmektedir. Bu nedenle, eser sahiplerinin hem teknik önlemler (Dijital Hak Yönetimi, blockchain tabanlı koruma sistemleri vb.) hem de hukuki yollara başvurarak haklarını aktif şekilde savunmaları gerekmektedir.

Telif hakkı ihlalleriyle karşılaşan içerik üreticileri, ihlal tespitinden itibaren zamanaşımı sürelerini göz önünde bulundurarak ihtarname gönderme, DMCA kaldırma taleplerinde bulunma veya fikri ve sınai haklar hukuk mahkemelerinde dava açma gibi yasal süreçleri işletmelidir. Lisanslama, eser sahiplerine içeriklerini belirli şartlar altında paylaşma ve kullanım haklarını kontrol etme yetkisi sağladığından hem bireysel hem de kurumsal içerik üreticilerinin lisans sözleşmelerini açık, net ve hukuki geçerliliği yüksek şekilde düzenlemeleri büyük önem taşımaktadır. Sonuç olarak, telif haklarının korunması ve lisans ihlallerinin önlenmesi, yaratıcı sektörlerin sürdürülebilirliğini sağlarken, eser sahiplerinin de emeklerinin karşılığını almasını ve fikri mülkiyet haklarının güvence altına alınmasını mümkün kılmaktadır.


Saygılarımızla,

Özhelvacı & Partners

 

 

7 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page